17 Mayıs 2013 Cuma

CAM DÜNYASI

Sanatkarlar Sokağına bu gidişimde kendimi camlarla yapılmış bir sürü eşyanın bulunduğu bir dükkanda buldum. Burada Hatice Hanım ile karşılaştım. Kendisi burada Bergüzar Bey ile çalışıyormuş. Ve bu sanatı ilk önce görsel anlamda bakarak daha sonra uygulayarak Bergüzar Beyden öğrenmiş. Hatice Hanım kendisi takı tasarımcısı imiş ve 2 yıldır cam sanatı ile ilgileniyor. Bergüzar Bey bu işi 42 senedir yapıyor. Cam fabrikasında çalıştıktan sonra bu işi yapmaya karar vermiş. 2006 yılından beri Sanatkarlar Sokağında hizmet veriyorlar.
'Bu sanat nasıl yapılıyor?' sorusuna gelince, oksijen tüple çalışan 220 derecedeki ısıyla cam eritiliyor. ve üfleyerek şekil veriliyor. Videoyu da izlediğinizde nasıl yapıldığını siz de göreceksiniz.

Fiyatlara gelince, emeğine göre fiyat biçiliyor doğal olarak. 4-30 tl arasında fiyatlar değişiyor. Yapımının süresi yarım saat kadar süren bir şey 6 tl'den satılıyormuş ve bu insanlara çok geliyormuş. Emeğe saygının olmadığını ve cama şekil vermenin hiç de kolay olmadığını söylediler.
 Özel ders veriyorlarmış;fakat derse gelenler bir iki dersten sonra pes ediyorlarmış. Çünkü bu sanatı yapmak kolay değilmiş. Ve uzun vadeli bir çalışma gerektiriyormuş. Fakat zor olmasına rağmen Hatice Hanım bu sanatın öğrenilmesini tavsiye etti.
Bu dükkanda yok yok! Burada her tür cam takı da yapılıyor, yüzük bileklik gibi.. Ayrıca semazenler kandiller vazolar, biblolar... vardı.
Camlar üzerine herhangi bir boya kullanılmıyor. Camlar eğer renkliyse bu onların orjinal haliymiş.Eğer cam üzerine şekil verilecekse yine cam ile damlatma yapılarak değişik desenler veriliyor.Isıya dayanıklı olduğu için borcam kullanılıyor.
Ben bana vakit ayırıp bana bu sanatı anlattıkları için Hatice Hanım ve Bergüzar Beye ayrı ayrı teşekkür ediyorum:))
















11 Mayıs 2013 Cumartesi

FİMO HAMURU İLE ŞEKİL VERMEK



Kolyeler, bileklikler, küpeler, anahtarlıklar ve yüzüklerin göze çarptığı Sanatkarlar Sokağı'ndaki bir dükkanın daha kapısını çaldım. Bu dükkanda Adnan Bey ile karşılaştım. Ve bu güzel takıları fimo hamuruna şekil vererek elde ettiğini öğrendim.
Hamura şekil vermek denince çocukların oynadığı oyun hamurları aklıma geldi; fakat fimo hamuru oyun hamurlarından biraz farklı. Fimo hamuru ile birçok şekil verilirken, bu hamurların sert bir hal alması sağlanıyor. Bu hamur Almanya'dan ve Danimarka'dan getiriliyormuş.
Bu hamurun bir çok rengi var ve bu hamurun en önemli özelliği bu renklerin birbiriyle karıştırılması,yeni bir renk elde edilmesi. Ayrıca bu hamura baskı, boya, oyma gibi işlemler uygulanırken aynı zamanda zımparalanabiliyor.

Adnan Bey ilk önce hamuru ortadan kesip daha sonra bu hamurun arasına başka renkteki hamurlardan koyup eliyle ne şekil vermek istiyorsa verdiğini söyledi. En son olarak yapılan bu işlemle bu hamur 130 derecede 30-40 dakika pişirilerek sertleştiriliyormuş. Eğer bu hamur cam üzerine uygulanacaksa cam ile birlikte fırına atılıyormuş.
Hamur pişirildiğinde herhangi bir renk değişimine uğramıyor. Fakat 130 derecede pişirilmesi önemli,eğer bu derecenin üzerine çıkılırsa hamurun renk değiştirmesi hatta yanması gibi durumlarla karşılaşabiliyor.

Adnan Bey hamura şekil verirken makarna kesme makinasını kullanması oldukça yaratıcı bir fikir:))
Bu konuya ilgi duyarsanız eğer, siz de kırtasiyeden bir fimo hamuru alıp deneyebilirsiniz. Çok zor görünmüyor; fakat pişirilirken fırının ısısına dikkat ederek hareket edilmeli. Ben henüz deneyemedim.Fakat ilk fırsatta bir fimo hamuru alıp deneyeceğim.
Daha fazla bilgi almanız için Sanatkarlar Sokağına gitmenizi öneririm. Ayrıca fotoğraflarını da koyduğum takılar birbirinden güzel olmakla birlikte, farklı olmasıyla özel.
Beni kırmayıp bu konuda bilgilendirdiği için Adnan Bey'e teşekkürlerimi sunuyorum:)))



2 Mayıs 2013 Perşembe

CAM MOZAİK VE AHŞAP SERAMİK

Sanatkarlar Sokağında bu seferki durağımız ahşap ve seramik sanatının iç içe olduğu ve mozaik üzerine cam işlenerek evinizi süsleyecek göz alıcı eşyaların yapılıp satıldığı bir dükkan.. Burada Uçkun Bey ile karşılaştım. Kendisi cam mozaik ve çömlekle uğraşıyor. 1983-1984 yıllarında bu işe başlamış . Bir ara turizm işleriyle uğraşıp tekrar bu işe dönmüş.
Çömlek atölyelerde çamurdan yapılan bir madde. Çömleğe şekil verdikten sonra beyaz boya ile boyanıp , üzerine şekiller çizilip, resimler yapılıyor ve daha sonra fırınlanıyor. Kullanılan boyalar su bazlı boyalar olan akrilik ve quaj boya. Yapılan bu çömlekler abajur olarak kullanabiliyor. Çok da şık duruyor. Uçkun Bey ders vermiyor; fakat gelip orada bulunan. bu sanatla ilgilenen öğrenciler oluyormuş.
Seramikten yapılmış çekmeceler ahşapla birleştirilmiş ve çok kullanışlı bir hal almış. Bu eşyalar bayanlar tarafından ilgi görürken, takı koymak için, baharatlık olarak ya da iğne iplik gibi malzemeleri koymak için kullanılıyormuş. Ahşaplar, ahşap boya ile boyanıyor ve üzerine peçete ıslatılıp yapıştırılabiliyormuş. Seramik için ayrı bir boya kullanılıyor ve öyle boyanıyormuş.


Dükkanda cam ile işlenmiş mumluklar, vazolar göz alıyordu.
Uçkun Bey cam ile süs katılan eşyaları nasıl yapıyor? Öncelikle internetten fikir edinmek amaçlı faydalanan Uçkun Bey mozaiğin üzerine şekil çizip daha sonra cam kesme aletiyle kestiği camları bu çizimin üzerine  önce silikon sürerek yapıştırıyor, ve güzel şekiller ortaya çıkıyor; fakat bu camların arasında bazı boşluklar kalıyor. Bu boşlukları doldurmak için derz dolgusu adı verilen bir işlem uygulanıyor. Temiz bir bezle siliniyor ve son rötüşler yapılıyor. Yapılan şekilleri Uçkun Bey kendisi tasarlayıp çiziyor. Çizi keçeli kalemlerle yapılıyor. Kullanılan camları ise satın alıyor ve kendisi kesiyor.


Fiyatlara gelince aşağı yukarı 30 tl ile 2500 tl arasında değişiyormuş.Dükkanda bulunan bazı vazolar 1500 tl iken seramikten yapılan çekmeceli eşyalardan bazıları 250 tl'dir. Peki bu cam, seramik, çömlek vs. işlerini herkes yapabilir mi? Tam anlamıyla bunun bir yetenek işi olduğunu söyleyen Uçkun Bey, eğer istenirse bir haftada bile öğrenilebileceğini söyledi. Nasıl üniversite sınavında bir çok kişi arasından bazıları kazanıyorsa sadece, bu işte böyle..
Uçkun Bey'e bana vakit ayırıp, bilgilendirdiği bu konular için teşekkür ediyor, 'Karın doyurmuyor!' dediği ama yine de yapmaya devam ettiği bu güzel işinde başarılar diliyorum:))