6 Mart 2013 Çarşamba

TUTKU ATÖLYESİ


 Kadıköy Sanatkarlar Sokağı Bahariye caddesinde bulunan, sevimli küçük dükkanları  içerisinde barındıran, gezerken zamanın nasıl geçtiğini anlayamayacağınız güzel bir sokak. Burada dolaşırken kendimi Nazım Hikmet Kültür Merkezinin çok yakınında bulunan Tutku Atölyesinde buldum. Orada karşılaştığım kişi güler yüzlü, içten ve hoş sohbetiyle benim sanatla ilgili bilgi sahibi olmama yardımcı olan Kamer Hanımdı. Resme olan ilgisinin çok küçük yaşlarda başladığını, kendisinin o zaman da bu konuda yetenekli olduğunu, anne ve babasına bakarak onların resmini çizmeye çalıştığını söyledi. 

Beyoğlu Olgunlaşma Resim Bölümünü bitirip, Güzel Sanatlar Okulundan resim dersi almış. Okula devam ederken ücret karşılığı arkadaşlarına yağlı boya resimleri  yapmıştır. 2010'dan beri Sanatkarlar Sokağında bu işle uğraşıyor. Beyoğlu Sanat Galerisinde bir kez sergi açmış, ikincisini de açmak istiyor.
Tutku Atölyesine girdiğinizde duvardaki yağlı boya ile yapılmış resimler göz alıyor. Resimlerin bir tanesi 1999 yılında yapılmış, beğenip satın almak isteyenler çıkmış fakat; resmin değeri müşterilere fazla geldiği için henüz satılmamış. Yağlı boya dışında kara kalem, portre ve karikatür de yapıyor.Karikatürleri bu sokakta yapmaya başlamış ve müşterinin hayalindeki yer ile istediği şekilde çizmeyi sevdiğini söylediğinde çok hoşuma gitti. Ben de bir  mekan ve konu belirleyip karikatür çizdirmeyi düşündüm. Diğer taraftan da yağlı boya ile yaptığı kolyeler camın önünü süslüyordu.

Resmi yapmak için ilk önce tuval alıp ne yapacağına karar vermeyi, daha sonra üzerinde eskizler yani ön çalışma, çizim yaptığını, renk uyumunu düşündüğünü söyledi. Bakmadan Kız Kulesini ya da daha az ayrıntı gerektirecek çiçek gibi şeyler çizebileceğini fakat; Sultan Ahmet, Ayasofya, gibi tarihi yerlerin çiziminin bakmadan yapılamayacağını ve çok emek sarf edilmesi gerektiğini söyledi. Harem resimleri yapmaktan zevk aldığını ve oryantal resimleri denen bu resimleri kafasında canlandırarak yapıyormuş.
Birlikte, yaptığı harem resimlerine, portrelere, karikatürlere baktık. Ben bu sanatların inceliklerini bilmesem de resimlere bakarken çok keyif aldım, hepsi birbirinden güzel ve renkliydi benim için. Eğer satın almak isteseydim,sanırım seçmekte zorlanırdım. Tabloları satın almak için gelenlerin çoğu evinin dekoruna göre almayı tercih ediyormuş. Baktığımız bir portreyi ne kadar sürede çizdiğini sorduğumda dört saat sürdüğünü söyledi.

Gençlik yıllarında eğitim alırken çarık yapmayı öğrenmiş ve bunları bir kaç kez satmış. Bu durum babasının dikkatini çekerek çarık dükkanı açmasına ve bu işten para kazanmasına olanak sağlamış.
Sokağı sevip sevmediğini sorduğumda ''En çok huzur duyduğum yer burası benim. Burayı  çok seviyorum.'' diye bir yanıt aldım.
Resimler büyüklere oranla küçük çocukların daha çok dikkatini çekiyormuş. Sanata olan ilginin yeterli derecede olmadığından yakınan Kamer Hanım mesleğine aşık diyebilirim. Kendine olan güvenini '' Yapamam diye bir şey yok benim lugatımda! '' diyerek ifade etti.
Türk motiflerini harika yapan, sergiler açıp resimlerini insanlara göstermek isteyen Kamer Hanım'a başarılar diliyor, benimle yaptığı hoş sohbet için teşekkürlerimi sunuyorum:))
























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder